Münih

11 Kasım 2019 / Münih için yorumlar kapalı

Genel

Uzaktan bakınca çok kısa bir yolculuk gibi görünse de meşakkatli bir yolculuktu bizim için.
Bilenler biliyordur ben de Hakan da Almanya doğumluyuz. Ben çok küçük yaşta döndüm, Hakan ise 20 yaşında futbolundan dolayı Türkiye’de yaşamaya başladı. Aramızda konuştuğumuz hep “Bir daha asla yaşamayız Almanya’da” ydı.
İnsan büyük konuşmamalı işte.
2 senedir Çağrı için bir ilgi vardı alman takımlarında. Tabii kural gereği bu yaşlarda transfer yasak. Aile eğer taşınırsa ancak o şekilde çocuk başka bir kulüpte oymama hakkı ediniyor.
Bize bir kaç takımdan haber geldi. Hakan’ın Almanya altyapılı olduğunu da öğrenmişler ki eğer dönmeyi düşünürseniz Çağrı’ya kapımız açık denildi. 2 sene önce Çağrı Münih’te idmana davet edildi. Maksat çocuğun da görmesiydi. Bunun için kulübümüzden resmi izin alındı.
Çağrı’ya sorduk “İster misin bir idmana gitmek?”
Çok şaşırdı tabii bu duruma. “İsterim” dedi. ‘’Neden istiyorsun?’’ dedik. ‘’Arkadaşlarıma dönünce anlatabileceğim birşeyler olsun, bizden bir farkı var mı bakacağım, turnuvalarda onlardan korkmayız belki’’ dedi.
Benim küçük adamım☺
Gittik..3 idmana çıktı Çağrı.
Onun için sarf edilen büyük cümleler bizi çok onure etti. Çağrı için büyük deneyimdi. Artık biraz daha olgunlaşmıştı. Kendine daha çok güveniyordu. Takım arkadaşlarına ben orada idmana çıktım demeye utandı ilk zamanlar. Sonra yavaş yavaş anlattı. ‘’Bizden iyi değiller, biz yeneriz beyler’’ diye diye devam etti.
Gel git zaman Çağrı ara ara davet edildi ve yine gitti idmanlara.
Hakan’ın futbolu bırakmasından sonra eğitimlerini yurt dışında yapıyor olmasından sebep düşünmeye başladık Almanya’ya yerleşmeyi. Aslında bunu hep düşünüyorduk. Hakan futbolu bırakınca çocuklarla 1-2 sene yaşarız yurt dışında, çocuklar biraz deneyim kazanır, dil öğrenir döneriz diye bir fikrimiz vardı. Tabii bunları düşünürken Çağrı’nın futbolda kendini ilerleteceğini ya da bu denli futbola bağlanacağını düşünememiştik.
Madem böyle bir planımız var o halde takım aramakla da uğraşmayacağımız bir yere gidelim diyerek Münih’e sıcak bakmaya başladık.
Ara ara oturup aile toplantısı yaptık. Sonuç denemeye karar verdik. Burada düzenimi bozmayacaktım. Evimden bir iğne dahi almayacaktım. Burası benim yuvam. Biz 11 senedir aynı evdeyiz. Benim için yeri çok ayrı. Her şeyi burada yaşadık. Çocuklarım burada doğdu, ilk burada yürüdü, konuştu, hastalandı…
Hakan’ın bütün başarıları bu evde kutlandı..
Yine bütün üzüntülerimiz.. bu evde yaşandı. Önüme altın tepsiyle malikaneler sunsalar bu sitedeki dairemi hiçbir şeye değişmem.
Sadece deneyecektik. Hatta en fazla 2 sene kalacaktık. Böyle anlaştık.
Gidişimiz yaklaştıkça hepimizde ufak tedirginlikler başladı. Yine de herkes her şey iyi olacak diye diye devam etti.
Çağrı takımında son antrenmanına çıktı.. Çağrı da, arkadaşları da çok ağladı.. Onlar ağladıkça ben de ağladım. Bir yanı bu karara onay verdiği için kırılmıştı.

Benim için en uzun yoldu havalimanına gittiğimiz yol. Kafam çok doluydu. Her şeye sıfırdan başlamak.. çocuklar.. okul…Biz Almanya’yı biliyorduk biraz evet ama çocuklarım orda doğup büyümedi.. Almanya onlar için hiç bir şey ifade etmiyordu.
Oturacaktı elbet her şey..
Münih Almanya’nın diğer şehirlerinden biraz farklı. Nasıl diyim.. Mesela yabancıların en az yasadığı şehir diyebilirim. Biraz daha disiplinli, biraz daha güvenli, biraz daha kendine mahsur..
Biz Berlin’de yaşamıştık, Münih bizim için çok yeni bir başlangıç olacaktı.
Evimizi tutup yerleşmeye çalışırken canım insanımı çok aradım☺ Biz Türk’lerin ne kadar yardımsever olduğunu taşınmaya çalışırken çok daha iyi anladım. Her şeyin bir kuralı ve bekleme süresi var.? Uzun lafın kısası her şeyi halletmek Hakan’la bana düştü. Sürekli taşıyor ve kuruyorduk ? Yorulacağımızı biliyorduk, kabul.. ama bu kadarını hiç kestirememiştim.
Sorun değildi..
Çocuklarımız almanca bilmiyor. O yüzden ilk etapta onları internasyonel bir okula vermek durumunda kaldık.
Kabullenmesi biraz garip olsa da artık rutinimiz başlamıştı.
Çocuklar her gün okula gidiyor, hafta da 5 gün de antrenmana gidiyorlardı. Ömer futbola devam etmek istemedi.. Basketbol oynamaya karar vermişti. İstanbul’dan ayrılmadan basketbola başlamıştı..

Münih’te onu basketbol takımı deneme antrenmanına sokmak için başvuru yaptık. İlk deneme antrenmanını 20 gün sonraya verdiler. Bunun için heyecanlıydık.
Çağrı antrenmana gidiyor, Ömer onun gelmesini bekliyordu.
Antrenman sonraları ya da antrenmanın olmadığı günler evde kalıyordu çocuklar. Münih Almanya’nın güney bölgesine yakın olduğundan yazları çok sıcak kışları çok soğuk geçiyormuş.

Bununla eylül ayında 6 dereceyi görünce yüzleştik zaten Havanın soğuk olması sadece onları çok fazla gezmeye götüremediğimden etkili oluyordu. Başka bir sorun teşkil etmiyordu.
İstanbul’da bunun aksine çantalar girişe atılır, topumuz alınır ve bahçeye çıkılırdı. Tabiri caizse kavga kıyamet eve zar zor getirilirdi çocuklar.
Ömer sıkıcı bir bekleyişin ardından deneme antrenmanına gitti. Bayern Münih basketbola seçildi ilk antrenmanında.Biz çok sevindik ama Ömer pek tepki göstermedi. Ömer duygularını, sevinçlerini, üzüntülerini belli edemeyen bir yapıya sahip.
Fazla çekingen ve kapalı bir çocuk.
Onu hiç düşünmemiştik. Taşınmamıza onay vermişti çünkü çoğunluk öyle istemişti. Okuldan eve geldiğinde hiç susmuyordu. Okulda veya antrenmanda konuşamadıklarına sayıyordu.
Benim adıma vicdan azabı başlamıştı bile.
Çağrı’yı orda tek mutlu eden şey antrenmanlardı bunu görebiliyorduk.
Çağrı bana sık sık sormaya başladı:

“Anne özledin mi?
‘’Neyi anneciğim? ‘’
”Arkadaşlarını, evimizi?”
Çağrı fazlasıyla stres yapmaya başlamıştı. Geceleri çok fazla konuşuyordu.
Ara ara aldım onları karşıma.
Konuşmak istemiyorlardı çoğu zaman .Ama gözlerinde o boncuklar hep oluşuyordu Çağrı’nın. Çenesi minik minik hareketleniyordu.. Ömer ise hep susuyordu.
Özlüyorlardı.. Her şeyi.. Takım arkadaşlarını, sitedeki arkadaşlarını, okul arkadaşlarını.. sürekli akılları da gözleri de onlardaydı..
Bir kere dayanamadı açıldı Çağrı..
‘’Özlüyorum ama dönemem’’ diyordu.
‘’Neden dönemezsin’’ dedim?
”Çünkü bu kadar yoruldunuz, bu takımda çok başarılı olmalıyım, futbolcu olacağım’’ dedi. ‘’Başarısız oldu, döndü derler.’’ dedi?
Haydi buyur.. ‘’Biz hata yaptık galibalar’’ başladı Hakan’la bende. Çocuklara belli etmesek te birkaç gece sabahladık. Mutsuzlardı. Almancayı çözmeleri, arkadaş edinmeleri uzun zaman alacaktı. Bunları hesaplayamayan ebeveynleri bizdik.
Çağrı futbol aşığı bir çocuk, liderlik ruhu hayatında hep başrol oynadı. Her ne kadar törpülense de o hırsını hiç kaybetmedi.
Çok üzüldük.. Oysa biz onu sevdiği şeyi yaşının gereği yaşamasını isterdik. Futbolcu olacağım diyerek kendini şartlaması yanlıştı. Benim Çağrı’ya dediğim tek birşey vardı hep. ‘’Anneciğim tadını çıkar oyna. Futbolcu olacağın varsa olursun ama olamazsan da iyi bir meslek edinirsin.’’ Çağrı 2.seçeneği hiç sevmedi, sevmiyor da.
Dağıldık orda.. Bir yanım Ömer diyordu bir yanım Çağrı.
Ne yapmam gerektiğini kestiremiyordum. Evden çıkmak istemiyorlardı artık. Her boş vakitte hemen İstanbul’dan bahçeye inmemiş bir arkadaşımız aranır onunla karşılıklı playsationa başlanırdı. Kalk oynama demeye de yüzüm yoktu benim. Ömer hiç sevmez playsationu.. Ona da youtube izlemek düşerdi. Çocuklarla film izlemek, kaykaya gitmek bir yerde onları mutlu etmiyordu artık. Kendi yaş guruplarıyla eğlenmeyi arıyorlardı. Tek seçenekleri konsoldu bu sebeple.
Çağrı’nın antrenmanlarına Ömer çok sıkılıyordu.

4 günlük bir tatili fırsat bilip İstanbul’a geldiğimizde cevabımızı bulduk. Burası bizim ait olduğumuz yer. Montlar atıldı, şortumuz giyildi koşa koşa Metin Oktay Tesislerine gidildi. Takım arkadaşları, hocaları, herkes çok büyük özlemle kucakladılar Çağrı’yı.. Gelmişken Fatih hocasının elini de öpmeliydi. A takım binasına heyecanla koştu Çağrı. Fatih hocası ona ‘’ Çok alışma oralara, burası senin yuvan.” dedi. Çağrı’yla göz göze geldik.Bizim söylememizle aynı değildi bu sefer duyduğu.?
Bir yandan çocuklarımın gözlerindeki mutluluk, kalplerindeki heyecan tarifsizdi. Bir saniyemiz bile yoktu boşa harcanacak.
Şimdi çocuklarla son kez konuşma vaktiydi.. Toplandık.. ”Dönmesek mi Münih’e?” sorusu geldi anneden. Cevap yok…Bu kararın altına imza atacak cesaret yoktu kimsede. ‘’ Anne sen mutlu musun burada ?’’ sorusuna ‘’Çook’’ cevabını alan çocuklarımda bir hareketlenme oldu.
Küçük adam Çağrı’nın her şeyi düşünen soruları yığıldı
‘’Peki ben tekrar Galatasaray’da oynayabilir miyim?
Aynı okula mı giderim?
Ev kurdunuz o ne olacak.. eşyalar… ‘’bitmedi o sorular.Kendine mesele yapmıştı her şeyi.

Bu sefer Ömer de susmadı. Sordu..”Münih’teki bisikletim nolcak?” :))

Çağrı’yı ilk defa sadece futbol mutlu etmemişti.. Bunu görmüştü. Çocukluğunun bitmesine çok az kaldı oğlum…tadını çıkar, yaramazlık yap.. en önemlisi kendini ait ve iyi hisset..

Hakan’ın ilk işi alt yapı koordinatorümüzü arayıp durumu bildirmek olmuştu. Galatasaray Çağrı’yı da Ömer’i de aynı sıcaklıkla kucakladı. Çok sevindik.

Sırada bu durumu Bayern ekibine bildirmeye gelmişti. Hakan onları arayıp durumu bildirdiğinde çok şaşırdılar. Üzüldüler. Orada Çağrı’ya çok yardımcı olmaya çalıştılar. Çağrı’yı desteklediler. Bu konuda onlara teşekkürü borç bilirim. Gitme kararımızı üzüntüyle karşıladılar. ‘’Belki almanca öğrenir, bu süreçte yine gelirsiniz, Çağrı mutlaka bir noktada karşımıza çıkacaktır’’ dediler. Çağrı’ya kapıları açtılar.. Ne diyeceğimi seçemiyorum bu noktada..

Uzun uzun yazdım yine ? Sosyal medyada 11 yasına bir çocuk için acımasızca yapılan yorumlara takılmak istemesem de üzülüyorum açıkçası. Onlara bir açıklama yapmak değil amacım ama içleri rahat etsin. Çağrı Münih’te seçmelere gitmedi, seçilmedi de…ya da o seçilir belki diye taşınmadık.

Çağrı orada 16 kişilik takım kadrosunun bu sezon için bir oyuncusuydu. Başarısız da olmadı.. olabilirdi de.. O zaman da hiçbir kulüp 1.5 ayda yollamıyor oyucusunu. En az 1 sene orda olma hakkı vardı. Ama biz dönmek istedik, çocuklarımız dönmek istediler. Çağrı için Galatasaray her şey.
Taşınma, yorulma, koşturma bunların hiç biri önemli değil. Önemli olan çocuklarımın orada çektiği yalnızlıktı. Kendilerini dışarda hissetmeleriydi bizi üzen. Orada doğup büyüyenlerle buradan giden çocuklar için aynı şartlar söz konusu değil.
Dönmemiz hata mıydı? Hayır
Hatamız onlar bu yaştayken gitmekti..
Bir daha gider miyiz? Bilemeyiz.. Yarınını bilemiyor insan..
Hayatımıza bir tecrübeyi daha ekledik.
Çok ta fazla şey öğrendik..
Şimdi eskisinden daha çalışkanlar çocuklarım.. Kaybettiklerini düşündükleri değerlere daha bağlılar.. Hayalleri daha güçlü..

2 sene önce Münih te ilk davet edildiği antrenman☺ ne kadar da minnok ?

2 sene önce Münih te ilk davet edildiği antrenman☺ ne kadar da minnok ?

Geçen sene bir kış idmanı ☺

Geçen sene bir kış idmanı ☺

Son dememe antrenmani aylardan mayıs 2019

Son dememe antrenmani aylardan mayıs 2019

Elemeler bitti 16 kişilik takım kadrosu

Elemeler bitti 16 kişilik takım kadrosu